Offenbach - Frankfurt : S1 S2 S8 89

Her gün sabah genellikle 8 ile 10 arasi bir saatte Offenbach -Frankfurt arasindaki yaptigim metro yolculugumun günlügüdür.






Monday 18 October 2010

Moda!

Kadife pantalonlari, blucinleri, sirt cantalari, botlari ve bisikletleriyle vagonu doldurdular bugün. Kadinlarin saclari beyazdi: ya cok kisa keslimisti ya da gevsek bir topuz olarak arkadan tutturulmustu. Erkekler sakalliydi. Neselilerdi, birisi elma yiyor, öbürü gazete okuyor ve ama hep birlikte hararetle konusuyorlardi. 68 kusagi emeklileriydi bunlar.

Acaba sehir hayatinda "modasi gecmis" giysiler giydigini düsünen insanlar var midir? Bence pek yoktur. Cünkü anladigim kadariyla insanlar, hayatlarinda kesin bir kopus olmadigi sürece gencliklerinde ne giyiniyorlarsa yaslandiklarinda da asagi yukari ayni sekilde giyiniyorlar. Belki pacalari biraz uzayip kisaliyor, kazaklarinin renleri bir parca degisiyor ama stilleri genel cizgileriyle ayni kaliyor sanki. Yoksa yaniliyor muyum? Yoksa bu söyledigim sadece yetmisliyillarda genc olanlar icin mi gecerli? Su saclarin M.Thatcher gibi uclarindan tutup yukariya dogru kivirmis ne genc ne yasli, ya da hayat boyu yasli olmaya mahkum kadin yasi yirmiyken de böyle mi dolasiyordu acaba? 80'li yillarin mirasi mi bize bu kadin? Müzikte, ve sinemada en az sevdigim yillar 80'ler. Modada da öyle. O vatkalarin hayaleti hala aramizda dolasiyor. Bu kadin o saclariyla aramizda dolasiyor. O yillarin öne cikan yükselme hirsi giderek acimazlasarak aramizda yasiyor. Tüketici olmanin hazzinin, kendini kesfetmenin dayanilmaz cekiciliginin garip bir sekilde olaganlasmasi ile baslayip, giderek evcilleserek, otobüste, sokakta, trende az önce gördükleri kasmir kazagin güzelligini cep telefonlarinda arkadaslarina saatlerce iclerini ceke ceke anlatan yirmi yasindaki genc kizlarin gercekliginde aramizda yasiyor. Bos zamanlarinda alisverise cikan bir neslin gercekliginde aramizda yasiyor. Daha dogrusu biz onlarin arasinda yasamaya calisiyoruz.