Offenbach - Frankfurt : S1 S2 S8 89

Her gün sabah genellikle 8 ile 10 arasi bir saatte Offenbach -Frankfurt arasindaki yaptigim metro yolculugumun günlügüdür.






Sunday 6 March 2011

Frankfurt: Aksam 19:30

Zaman zaman Bati'dan esen dondurucu rüzara ragmen, baharin kokusu gelir gib oldu son günlerde. Persembe aksami isten cikip merkezdeki Haupwache Metro duragina yürürken biraz daha iliklasirsa $urup gibi olacak $u hava diye düsünüyordum ki kulagima eski bir kasetcalardan yayilirmis gibi gelen, cok tanidik bir melodi calindi. Adimlarimi hizlandirdim: "El Pueblo, Unido" sesleri arasinda kadinli erkekli cocuklu bir grup, aksam karanliginda "Özgürlük" pankartinin arkasinda toplanmislardi. Sayilari fazla degildi ve bir parca da daginik duruyorlardi. Misir ya da Libya'li olduklarini düsündüm önce, ama duruslarindaki cekingenligi bir parca da kirikligi farketmem pek zaman almadi. Iranlilardi. Bir iki dakika yanlarinda durdum. Sonra kendimi oyuna girmek isteyen bir cocuk gibi hissedip biraz uzaklastim. Sonra tekrar gelip bir parca daha yanlarinda durdum. Bir kadin gülümseyip, Farsca birsey söyledi. Almanca olarak Türk oldugumu söyledim ve ne diyecegimi bilemedigim icin de bir-iki dakika sonra "Tschüss" deyip ayrildim. Neler söylemek isterdim diye düsündüm metroda ama bir türlü dile dökemedim. Birkac ay önce gece yarisi ikide taksiyle eve dönerken Iran'li taksi söförü ile Islam devrimi sirasinda ülkeye dönen Komünist Partililer'le baslayip, Türkiye'deki Anayasa oylamasinda kadar uzanan ve nihayet taksi söförünün Türkiye üzerinden Dogu Almanya'ya kacisi, oradan Bati'ya gecince ajan suclamasi ile yargilanisini anlatmasiyla biten, biyografilerimizin gelip dayandigi durum itibariyle absürd ama sürdürülüsü itibariyle inanilmaz acik ve samimi olan onbes dakikalik sohbet geldi aklima. Ne kadar kolay ve acik gerceklesen bir iletisimdi. Nasil olup da insan bazen kendi türünü gece yarisi ikide, apayri bir cografyada ve apayri sartlarda hemen taniyabiliyor?

Acaba o taksi söförü de o insanlarin arasinda miydi? Belki de oradaydi.

Metrodan indim. Ana caddede yürürken birden sisko bir kedi geciverdi önümden. Göz acip kapayincaya kadar, vizir vizir arabalarin arasindan, boynunda cingirakli tasmasi kosup bir duvarin üzerinden bir apartmanin avlusuna atlayip gözden kayboluverdi. Bakakaldim arkasindan. "Bu aksam hersey bir baska sanki, havadan mi acaba , belki da bir cemre daha düsmüstür bugün" diyerek gülümsedim icimden. Gercekten güzel bir aksamdi. Beklenmeyen seylerin, beklenmeyen bir anda karsima cikiverdigi bir aksamdi. Gecmisten gelen bir melodonin, yildirim hiziyla önümden gecen kediyle birlikte gecmisten, hemen simdiye baglaniverdigi güzel bir ilk ilk ilk ilkbahar aksami.

No comments:

Post a Comment