Offenbach - Frankfurt : S1 S2 S8 89

Her gün sabah genellikle 8 ile 10 arasi bir saatte Offenbach -Frankfurt arasindaki yaptigim metro yolculugumun günlügüdür.






Friday 4 May 2012

Bir Ciglik

Sabah kahvalti ederken okudum: Munch'un Ciglik'i 120 milyon dolara satilmis. Alici gizli. Tablonun kaynagi acik degil. Nazi Almanya'sindan kacmak zorunda kalan banker Hugo Simon'un kolleksiyonundaki eksik parcalardan birisi de Munch'un bu Ciglik adli tablosu. Belki de yok pahasina satilmak zorunda kaldi o zaman. 120 milyon dolar. Ahlak. Siradisi olanin parayla evcillesmesi. Belki de 120 milyon dolari ödemek o tabloya sahip olmaktan daha önemli alici icin. Alici gizli. Üstelik Tablonun kaynagi da belisiz.Bipolar Munch. Ölüm korkusu ile hayat korkusu yanyana. Dünyanin en pahali depresyonu. Dört kopyadan ilkinin yapilis yili 1895. Yeni yüzyila, yirminci yüzyila Kuzey'de atilan bir ciglikla girmisiz. Oysa Rönesans'tan Mona Lisa'nin gülümsemesi ile cikmistik. Metrodayim. Saat 8:54. Böyle ayni agacin dallari arasinda kendi kendine oyalaniyor zihnim. Mona Lisa'nin gülümsemesi ile insem artik yere. Yanim bos. Karsi caprazimda birisi oturuyor. Ledermuseum duragi. Bir adam ve oglu yaklasiyorlar. Adam Türkce "otur" diyor cocuga. Cocuk düzenli olarak sallaniyor. Sanki 12 yasindaymis gibi. Sürekli sol omuzuma dogru egilip carpiyor. Caprazdaki adam kalkti. Baba onun yerine gecti. Cocuk sallaniyor. Karsimdaki koltuk bos. Insanlar tam oturacak gibi olurken durumu görüp vazgeciyorlar. Babanin basi önünde. Dudaklari kipiriyor. Dua ediyor. Yün bir yelek giymis, el örgüsü, örnekli. Iki ters, bir yüz, sonra atla, tekrar ters... Bu yelekleri tek giyen  bizim ülkenin insanlari gibi geliyor bana. Cocuk sol omuzuma carpiyor. Kalkamiyorum. Babanin üzülmesinden korkuyorum. Baba  dua ediyor, daha iki durak daha var inmeme. Ama olmuyor, inmem gereken duraktan bir önceki durakta, inecekmis gibi  kalkiyorum. O ciglik hala sessiz, dualar sessiz, arkaya dogru ilerliyorum.

No comments:

Post a Comment